Bazen hiçbir şey yapmak istemezsin…
İçinde bir ağırlık değil de
sanki yavaşlamaya çağıran görünmez bir el vardır.
Koşmaktan yorulmuş ruhun,
“Dur.” der sadece.
“Nefes al. Kendine gel.”

Bu isteksizlik tembellik değildir;
bilakis, ruhunun sana fısıldadığı bir hatırlatmadır:
Her şey sürekli akamaz,
hiçbir nehir aralıksız çağlamaz.
Doğa bile durur, dinlenir,
toprak bile filiz vermeden önce uyur.

Sen de zaman zaman
bir iç mevsime çekilirsin.
Sessizliğin koynuna…
Kıpırdamadan durmak,
belki de kendini yeniden toplamaktır.

Bazen hiçbir şey yapmak istememen
aslında her şeyi yeniden kurduğun andır.
Görünmez bir yenilenme,
derinden gelen bir ayıklanma…
Bedenin, zihnin, kalbin
kendince bir düzen kurar orada.

Ve sonra bir sabah
hiç beklemediğin bir yerden
ince bir ışık süzülür içeri.
Kalkmak kolaylaşır,
nefes genişler,
yollar yeniden çağırır.

Çünkü bilirsin:
Hiçbir şey yapmak istemediğin o anlar,
ruhun sana iyileşme molası verir.

Şimdi… yeniden doğmak için hareket zamanı.

Yorum bırakın

Popüler