Mira, prestijli bir reklam ajansının kreatif direktörüydü. Başarılarıyla tanınıyor, ödüller kazanıyor, herkes tarafından saygı görüyordu. Ama ne zaman kendi başarılarını kutlamak istese, içinden bir ses çıkıyor ve fısıldıyordu: “Sen bunu hak etmedin.”
Evinde, odalarının sessizliğine gömülerek düşündü. Kitaplar raflarında dizilmiş, notlar masasında düzgünce yerleştirilmişti. Dışarıdan bakınca her şey mükemmeldi. Ama o, sessiz odalarda yalnız kalınca kendi yargılarını duyabiliyordu. Kendi değersizliğini…
Bir gün eski bir arkadaşından mesaj aldı: “Buluşalım, uzun zamandır görüşemedik.” Mira’nın kalbi hızla çarptı. İçindeki o eski korku, reddedilme korkusu hemen belirivermişti. “Ya beni yargılarsa? Ya benim küçük başarısızlıklarımı görürse?”
O gece, aynanın karşısına geçti. Yüzüne bakarken çocukluğuna gitti zihni. Küçük Mira, resim defteriyle oturuyordu; çizdiği resimler annesi tarafından küçümsenmiş, her çizimi eleştirilmişti. O an, sessizce ağlıyordu, ama kimse duymuyordu. O zaman aldığı mesaj açıktı: “Hiçbir şeyin yeterli değil.”
Mira, yıllar boyunca bu sessiz odaları inşa etmişti: başkalarının onayını kazanmak için çabaladığı, kendi değerini sorguladığı odalar…
Bir sabah, işe gitmeden önce kendine küçük bir meydan okuma yaptı. Ofisteki büyük projede, normalde kimsenin yapmaya cesaret edemediği bir öneriyi sundu. Kalbi yerinden fırlayacak gibi atıyordu. Ama meslektaşları, beklediği gibi eleştirmedi; tam tersine, öneriyi takdir ettiler.
O gün eve dönerken Mira, otobüs camından şehir ışıklarına bakıyordu. Sessiz bir farkındalık hissetti: “Belki de kendimi değersiz görmem, yalnızca eski yaralarımın yankısıydı. Belki kendimi affetmeliyim.”
Gece yatağına uzandığında, küçük Mira’yı hayal etti. Elini uzattı, küçük kızın elini tuttu ve fısıldadı:
“Seni affediyorum. Artık yeterince iyisin.”
O andan itibaren sessiz odaları biraz daha doldu; yalnızlık yerini sıcak bir kabul ve özşefkate bıraktı. Mira, kendini affettikçe, başkalarının onayını arama ihtiyacı azaldı. Değersizlik hissi eriyordu, yerine bir güven ve içsel huzur geliyordu.
🌙 Farkındalık Mesajı
Değersizlik hissi, çoğu zaman geçmişte yaşanan küçük yaraların bir yansımasıdır. Çocuklukta duyulan eleştiriler, eksik sevgi veya kabul görmeme deneyimleri, yetişkinlikte sessiz birer odada saklanır.
Kendini affetmek, geçmişi değiştirmek değil; onu kabul etmek ve içindeki yaralı çocuğa sevgi göstermektir.
Özşefkat, gerçek değeri fark etmenin kapısını açar.
Unutma: Sen, geçmişin gölgesine rağmen, her zaman yeterli ve değerlisin. 🌸
🌙 Mini Mindfulness Egzersizi – “Sessiz Odaları Doldur”
- Sessiz bir yerde otur, gözlerini kapat ve derin nefes al.
- Zihninde bir odanı hayal et. Bu oda, yıllarca bastırdığın yaralı çocuklarını simgeliyor.
- İçeri gir ve küçük çocuğunu bul. Ona yaklaş ve şunu söyle:
“Seni affediyorum. Sen yeterince iyisin.”
- Birkaç nefes boyunca bu sıcaklığı ve kabulü hisset.
- Gözlerini aç ve gün içinde kendini eleştirdiğinde, derin bir nefes al ve küçük çocuğunun yanında olduğunu hatırla.
Her nefes, sessiz odaları sevgiyle doldurur ve kalbini özgürleştirir. 🌿




Yorum bırakın