Kelimeyle yaraladığımızda, iz hep kalır.
Bir zamanlar çok huysuz, öfkesini kontrol edemeyen küçük bir çocuk varmış.
Babası ona bir torba çivi vermiş ve şöyle demiş:
“Ne zaman sinirlenirsen, arka bahçedeki çite bir çivi çak.”
İlk gün çocuk tam 37 çivi çakmış çite.
Her geçen gün öfkesini kontrol etmeye başlamış ve çaktığı çivi sayısı azalmış.
Bir süre sonra öfkesini yönetmenin, çivi çakmaktan daha kolay olduğunu fark etmiş.
Ve sonunda öyle bir gün gelmiş ki…
Hiç çivi çakmamış.
Bunu babasına haber verdiğinde, babası bu kez şunu söylemiş:
“Şimdi de öfkeni tuttuğun her gün için bir çivi çıkar çitten.”
Günler geçmiş, çocuk tüm çivileri tek tek çıkarmış.
Babası oğlunun elinden tutup onu çitin önüne götürmüş:
“Aferin oğlum… Ama bak, çitte hala delikler var.
Ne kadar özür dilesen de o çivilerin açtığı izler hep kalacak.
İnsanlara öfkeyle bir şey söylediğinde de aynen böyle izler bırakırsın.”
🌱
Sözlerimizi öfkeyle sarf ettiğimizde, karşımızdakinde derin yaralar bırakabiliriz.
O anlık bir öfke, bazen bir ömür sürecek bir iz oluşturur.
Tıpkı çitten sökülen çivilerin arkasında bıraktığı delikler gibi…
💭 Kendine Sor
- Bugün öfkeyle söylediğim bir söz, kalplerde ne iz bırakmış olabilir?
- Hangi durumlarda daha çok öfkeyle tepki veriyorum?
- O anlarda çivi çakmak yerine nefes almayı seçebilir miyim?
🛠️ Ufak Bir Egzersiz
Bugün bir çivi metaforu çalışması yap:
🖊️ Bir kağıda seni öfkelendiren durumları yaz.
🔁 Her biriyle başa çıkmak için alternatif davranışlar geliştir.
🫁 Derin nefes al. Söylenmeden önce düşün.
“Kırmadan konuşmak da bir erdemdir.”
💬 Yorumlarda Sen de Paylaş
Hiç sonradan pişman olduğun bir “çivi” anın oldu mu?
Paylaş, belki birinin çitini onarmasına vesile olursun.





Yorum bırakın