Bir zamanlar küçük bir kasabada, eski püskü bir dükkânda ayakkabı tamirciliği yapan bir baba yaşarmış. Ellerinde nasırlar, yüzünde yorgun çizgiler… Ama gözlerinde her zaman sıcacık bir umut ışığı varmış.

Oğlu, her sabah okula gitmeden önce dükkâna uğrarmış. Babası ona her gün aynı şeyi söylerdi:

“Bugün de sağlam adımlar at oğlum… Ayağındaki ayakkabılar kadar sağlam olsun kararların.”

Çocuk büyüdükçe, ayakkabılar değişmiş ama o söz hep aynı kalmış. Zaman geçmiş, çocuk üniversite kazanmış, büyük şehirlere gitmiş, işleri büyütmüş. Hayatı koşuşturmayla dolarken, o eski dükkânı, babasının nasırlı ellerini ve o sözleri unutmuş.

Yıllar sonra babası vefat etmiş. Miras olarak tek bir şey bırakmış oğluna: Eski bir çift ayakkabı ve içinde bir not.

“Oğlum, ben sana servet bırakmadım ama sağlam adımlar atmayı öğrettim.
Her zorlu yolda, ayağını değil, yüreğini koru…”

O gün, adam gözyaşları içinde anlamış babalığın sadece maddi imkânlar değil, hayata bırakılan güçlü mesajlar olduğunu…

🎯

Babalık; görünmeyen bir güvenlik ağı, sessiz bir güç, arka plandaki kahramanlıktır.
Çoğu zaman adı anılmaz ama omuzlardaki yük onun emeğidir.
Bir babanın sevgisi çoğu zaman sessizdir ama bir ömür yankılanır.


🧠 Mini Egzersiz: “Baba Mektubu”

Bugün kalemi eline al.
Babana (hayattaysa ya da değilse) bir mektup yaz.
Ona minnet duyduğun şeyleri anlat. Söyleyemediklerini yaz.
Yazarken ne hissettin?
Bu duygular sana babalığın anlamı hakkında ne söyledi?


🤝 Katkıda Bulun!

Senin baban sana ne öğretti?
Hayatında iz bırakan bir “baba figürü” var mı?
Yorumlara kendi “baba hikayeni” yazabilir veya bir teşekkür bırakabilirsin.
Belki senin hikayen bir başkasının kalbine dokunur…

Yorum bırakın

Popüler